XX. yüzyılda Macar müzik dünyasının iki dev şahsiyeti vardır: Béla Bartók,ve Zoltán Kodály. Bu iki dev müzik adamı hem halk müziğinin derlenmesinde ve hem de müzik eğitiminde çok önemli kazanımlara imza atmışlardır.
Macaristan özellikle de Zoltán Kodály’ın geliştirdiği yöntem sayesinde dünyada müzik eğitiminin en başarılı ülkeleri arasına girmiştir. Kodály yöntemi 2016 yılından itibaren UNESCO kültürel miras listesindedir. 2017 yılından itibaren de Hungarikumlar arasına alınmıştır.
Zoltán Kodály’ın müzik eğitimi ile ilgili çalışmaları 1925’de başlar. Hayat öyküsüne göre o yıl bir kır gezisinde karşılaştığı bir grup kız öğrencinin koro halinde söylediği şarkı, onda müzik eğitiminin çok erken yaşlarda başlaması gerektiği düşüncesini geliştirir.
O yıllara kadar müzik varlıklı ve zengin kesimlerin hobisi ya da ayrıcalığıdır. Orta direk ya da yoksullar için müzik bir lüks sayılmaktadır. Klasik müzik soyluların eğlencesidir. Çigan müziği ve halk müziği ise orta hallilere hitap etmekle birlikte burada da insanlar sadece dinleyici olarak yer alırlar.
Zoltán Kodály Macar halk müziğinin geniş kesimlerin müzik eğitiminde kullanılabileceği gerçeğini keşfeder. Çünkü halk müziği sevilmekte, ancak şehirleşmenin gelişmesiyle birlikte kırsal alanda da artık yok olmaktadır. Kodály ve Bartók yok olan halk melodilerini derlemeye karar verirler.
Kodály’a göre müzik eğitiminin ilk koşulu kulağın pasını müzikle silmektir. İyi bir müzik dinleyicisi olabilmek içinse müziği “okuyabilmek”, yani nota bilgisi gerekmektedir. Bu nedenle Kodály çok kolay bir müzik eğitim yöntemi geliştirir. İşte bu yöntem bugün hala Macar çocuk yuvalarında öğretilen müzik pedagoji yöntemidir.
Kodály yönteminde çocuklar notaları öğrenirler ve sesleri birbirinden ayırmanın yollarını keşfederler. Bu ise onların müziğe olan hassaslıklarını geliştirdiği için enstrümanlı müzik alanındaki yeteneklerini de ortaya çıkarır.
Kodály tarafından geliştirilen ve çok küçük çocuklar tarafından bile algılanması, kavranması çok kolay olan yöntem sayesinde müzikle hiç alakası olmayan insanlar bile müziğin temeli olan notaları anlama noktasına çok çabuk gelebilmektedirler. Yöntemin başarısı sadece Macaristan’da değil dünyanın pek çok ülkesinde de uygulanmasından da bellidir.
Kırsal kesimin ve halk değerlerinin melodilerine inşa olunan bu yöntem 1945 sonrasındaki sosyalist dönemde de popülerliğini yitirmemiştir. Dünyanın pek çok ülkesinden yöntemi öğrenmek üzere Macaristan’a gelen müzik öğretmenleri sayesinde Macaristan müzik eğitiminin en başarılı ülkelerinden biri olarak dünya çapında kabul görmüştür.
Kodály yönteminin sadece çocuklara müzik öğretmekle sınırlı kalmadığı ise XX. yüzyılın sonlarında yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır. Bu araştırmalara göre müzik eğitimi alan, müzik dinlemeyi bilen insanlar hayatlarını daha uyumlu ve huzurlu koşullarda sürdürmektedirler.
Bunun yanı sıra müzikten anlamanın halk kültürünün devam ettirilmesindeki payı da çok büyüktür. Çocuklar tarafından öğrenilen halk melodileri yaşayacak demektir. Müzik ise bir halkın kültür hazinesi arasında belki de ilk sırada gelen değerdir. Kodály şöyle der: “Kültür kendi başına bir miras değildir. Eğer birbiri ardından gelen kuşaklar bu mirası bilinçli bir şekilde özümseyip, bir sonraki kuşağa aktaramazlarsa, bu kültür birikimi yok olur gider.”
Türkinfo
Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.