Kanun ve Santur türevi enstrümanlar eski çağlardan bu yana müzik hayatında bilinen enstrümanlardır. Orta Asya’nın Türk kültürlerinde de tanıdıktırlar. Peki, ama bu enstrümanlardan biri olan Cimbalom’a Macar özellikleri katan nedir? Bu makalemiz bu konuyu ele alıyor.
Cimbalom Orta Asya kökenlidir. Bu enstrümanın versiyonlarının 4000 yıllık bir geçmişi olduğu düşünülmektedir. Hindistan, Çin, İran ve Türkiye’de de yaygın olarak kullanılırlar. Trapez biçimli olan ve çaprazlamasına metal bantlarla sağlamlaştırılan bu ahşap çalgı ya tellere vurularak ya da tıngırdatarak çalınır.
Avrupa’da yaygınlaşması 16. ve 17. yüzyıllara rastlar. O tarihlerden itibaren hem kiliselerdeki ayinlerde ve hem de aristokratların saraylarında düzenlenen konserlerde bir müzik aleti olarak görünmeye başlar. Ancak 18. yüzyılda yaygınlaşan yeni çalgılar Cimbalom’u geri plana iter. Bu süre içinde enstrüman daha çok bir halk çalgısı olarak bilinir tanınır. Macar Romanlarının müziklerinin değişmez çalgısı haline gelir.
Klasik müzik dünyasına girmesi ise Macar opera sanatının en önemli ismi Ferenc Erkel sayesinde olur. Besteci ve orkestra şefi olan Macar müzisyen Bank Ban adlı ünlü opera eserinde bu çalgıya da yer verir. Böylece artık unutulmaya başlayan çalgı, “soylulara hitap eden müzik dünyasına” da bu eserdeki bir soloyla girer. Ancak bu çalgı o kadar “unutulmuştur” ki, müzisyenler arasında bu çalgıyı iyi çalabilen biri bulmak da zordur. Bu nedenle Ferenc Erkel 15 yaşındaki oğluna bu görevi verir. Onu konsere de kendi hazırlar.
Bunun ardından cimbalom yeniden tanınmaya başlar. Jozsef Schunda Vencel adında bir enstrüman yapımcısı cimbalomu geliştirir. O zamana kadar portatif olan çalgının ayaklar üzerinde duran ve pedallarla ses kapasitesi geliştirilmiş bir versiyonunu hazırlar. Çalgı 20. yüzyılda baba ve oğul Lajos Bohák’lar tarafından yeniden geliştirilir. İşte çalgının bu son versiyonu da dünyada “Macar cimbalom” olarak tanınmaktadır.
Yirminci Yüzyılın başlarında çok sevilen bu müzik aletini çalmayı öğreten Budapeşte’de pek çok okul açılır. Bu enstrümanın bu kadar yaygınlaşmasında ve “Macar çalgısı” adını almasında mutlaka Ferenc Erkel ve onun opera eserlerinin payı da büyüktür. O dönem yükselen milliyetçilik içinde bu çalgı bir sembol olarak özel bir yer tutar.
1880’lerde Ulusal Müzik Merkezinde 1897 yılında da Kraliyet Konservatuarında cimbalom bölümleri açılır. Bu çalgının dünyada “Macar enstrümanı” olarak tanınmasında gerçekten de haklılık payı da vardır, çünkü bu çalgının ayaklı versiyonu sadece Macaristan’da bulunmaktadır. Bu çalgıya 20 yüzyılın önemli bestecileri olan Kodály, Bartók, Sztravinszkij, Debussy de bestelerinde yer vermişlerdir.
Macar cimbalom, bu çalgının ayaklı ve pedallı versiyonu için kullanılan isimdir. Sabit olmayan versiyonuna küçük cimbalom denilmektedir ve bu çalgı artık daha çok bir halk çalgısı olarak bilinmektedir. Cimbalom, kendisi de bir hungarikum olan Budapeşte Çigan Senfoni Orkestrası da önemli bir yer tutar. “Cimbalom çalgısının Paganinisi” lakaplı Oszkár Ökrös dünyaca ünlü bir sanatçıdır ve en büyük Macar kültür ödülü olan Kossuth ödülüne de layık görülmüştür.
1991 yılında Pécs şehrinde kurulan Dünya Cimbalom Birliği dünyanın dört köşesindeki Cimbalom Sanatçılarının çalışmalarını koordine etmeyi amaçlamaktadır. Bu enstrümanı vurgulayarak kurulan Cimbaliband müzik grubu 2010 yılında Türkiye’de başarılı konserler vermiştir. Balázs Unger és a Tarogato çalan Attila Gera’nın girişimleriyle bir AB projesi olarak kurulan orkestra Türk, Portekizli ve İtalyan müzisyenlerini de aralarına alarak Ankara İstanbul ve Çorum’da konserler vermişlerdir. Daha sonra Türk müzik motiflerini de kullanarak besteledikleri “özlem” parçası da bu konserlerin anısınadır.
Türkinfo
Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.