Deniz Küçük: “Artık daha sabırlı, daha sakinim; çünkü 9 aydır dünyanın en sabırlı halkı ile birlikte yaşıyorum.”

afsBudapeşte AFG gönüllü öğrenci değişim programları ofisinde çalışan Deniz Küçük Türkinfo’ya verdiği mülakatta, hem kendini ve hem de AFS gönüllü programlarının içeriğini tanıtıyor.

Türkinfo: Macaristan’da çalışma fikri nasıl doğdu?

Deniz Küçük: Macaristan’da bir kaç kez turist olarak bulunmuş ve her seferinde biraz daha hayran kalmıştım. Ankara’daki evimde bilgisayarımın başında oturduğum bir gün AFS Türkiye’den, AFS Macaristan ve AFS Almanya’da 11 ay çalışmak üzere başvuruların açıldığını belirten bir e-mail alır almaz hiç düşünmeden Macaristan’a gelmek üzere başvurumu yaptım.

Ben, 2004 – 2005 yıllarında Amerika’nın Wisconsin eyaletindeki küçük bir kasabada, orta halli 5 çocuklu bir Amerikan ailesinin yanında AFS senemi geçirdim. Amerikan gençleri ile birlikte liseye devam ederken „Yok!” denilen bir kültürü içinde tanıma şansını yakaladım. „Aptal” denilen insanlarla dünya meselelerini, politikayı, sanatı tartışırken „Irkçı” denilenlere ise dinimi, ülkemi anlattım. Ülkeme döner dönmez ise diğer bir çok arkadaşım gibi AFS Gönüllüsü oldum.

Türkinfo:AFS programlarını okuyucularımız çin biraz tanıtır mısınız?

Deniz Küçük: AFS Programları gönüllülük esasına dayalıdır. Günümüzde Kızıl Haç’ın ardından, dünya çapında gönüllü sayısı en fazla olan sivil toplum kuruluşudur. Kültürler arası anlayış, kültür farklılıklarını ve bunlara saygı duymayı öğrenme, ırk, dil, din, mezhep gibi bizi birbirimizden ayıran özelliklerimizin yanında hepimizin farklı ülkelerde olsak da aynı gökyüzünün altında bulunan dünya vatandaşları olduğumuz bilincine ulaşmayı misyon edinmiş AFS Programları için isteyen herkes gönüllü olabilir ve dünya barışına hizmet edebilir.

AFS programları yalnızca öğrenci değişiminden ibaret değildir. Birçok AFS ülkesi gönüllü değişimi de yapmaktadır. Ben de bu sayede 9 aydır Macaristan’da bulunuyorum ve 2 buçuk ay daha burada olacağım. Budapeşte’nin biraz dışında Csömör adlı bölgede gönüllü bir Macar ailesi ile kalıyorum. Değişim öğrencilerinden farklı olarak okula gitmek yerine AFS Budapeşte ofisinde çalışıyorum.

Türkinfo: Değişim programı kapsamında her yıl dünyada ne kadar öğrenci başka ülkeleri ve kültürleri tanıma fırsatı buluyor?

Deniz Küçük: AFS , temelleri 1. Dünya Savaşına dayanan bir Kültürler Arası Öğrenci Değişim Programıdır. 1947 yılında Amerika Birleşik Devletleri ile Fransa arasında yapılan ilk öğrenci değişiminden itibaren dünyanın en önde gelen öğrenci değişim programlarından biri haline gelmiştir. Her yıl 15-18 yaş aralığında 12.000den fazla lise öğrencisi 3 ay, 6 ay ve 11 aylığına başka ülkelere giderek kültürler arası öğrenim tecrübesi yaşamaktadırlar. AFS her geçen yıl yeni ülkelerin katılımı ile sürekli büyümekte olan bir programdır. Bu sene AFS dâhilinde 88 ülke bulunmaktadır.

AFS Macaristan 1990 yılından beri bu ülkelerin içindedir. Geçen 22 sene içerisinde her yıl 80 civarı Macar öğrenci AFS ile farklı ülkelere gitmiş, yine her yıl 100 civarı yabancı öğrenci Macaristan’da konuk edilmiştir. 2011 – 2012 döneminde 90 öğrenci Macaristan’ın birçok şehrinde AFS senelerini yaşamıştır. Ağustos ayında başlayacak yeni dönem çerçevesinde 30 farklı ülkeden 104 öğrenci bulunmaktadır. Bu öğrencilerimizin 15 tanesi Türkiye’nin farklı şehirlerinden geliyorlar.

Türkinfo: Bu tür bir öğrenci değişim programına katılmak için koşullar nelerdir?

Deniz Küçük: AFS Programlarından herkes yararlanabilir. Öğrenci konuk etmek isteyen ailelerde aranan özellik; öğrenciye ailenin bir parçası olduğunu hissettirmeleri ve bir de yatak sağlamalarıdır. Değişim öğrencisi olmak için 15-18 yaş aralığında olmak ve liseye devam ediyor olmak gerekmektedir. Gidilecek ülkelerde dil bilgisi aranmamaktadır.

Türkinfo: Macaristan’ı nasıl buldunuz? Olumlu ve olumsuz yanlarıyla sizin hayatınızda nasıl bir yer edindi?

Deniz Küçük: Daha önce yalnızca bir turist gözünden baktığım Macaristan, yaşamaya başladığım andan itibaren beni bir çok kez şaşırttı. Bazen pozitif, bazen ise negatif yönde. Ulaşım araçlarının eskiliği olsun, sokaklardaki evsizlerin ve dilencilerin çokluğu olsun, insanlarının dil konusundaki eksikliği olsun birçok zaman bana sanki Avrupa’da değilmişim gibi hissettirdi. Fakat aynı zamanda da – bulunduğum o kadar ülke içerisinde burada gördüğüm kadar çok kitap okuyan insan görmemiş olmam, sokakta metroda veya herhangi halka açık bir alanda insanların birbirlerine olan saygıları, herkesin sürekli teşekkür edip birbirine gülümsemesi, ulaşım imkânlarının çokluğu ve dakikliği de tam tersini hissettirdi. Macaristan’da yaşamak benim açımdan çok da zorlayıcı olmadı. Restoranlarda kısık sesle konuşmaya alışmak, hello kelimesini aynı zamanda hoşça kal olarak da kullanmak en büyük problemlerimdi dersem yeterince anlaşılırım diye düşünüyorum. Ben Macaristan’ı, çoğu zaman beklentilerimin çok dışında kalmış olsa da sevdim, Macarları da sevdim. Onlardan çok şey de öğrendim. Artık daha sabırlı, daha sakinim; çünkü 9 aydır dünyanın en sabırlı halkı ile birlikte yaşıyorum.

2012-07-03

Türkinfo/Budapeşte