Imre Török: “Savaşı olduğu gibi tüm karamsarlığı ile anlattığım yerlerde, zamanımızın korkunç savaşlarını anımsatacağını biliyordum. Ya da mülteci sorununu tasvir ettiğimde, milyonlarca mültecinin bugünkü kaderleri aklıma geldi.”
Sanem Yardımcı
Macaristan doğumlu, Almanya’da yaşayan yazar Imre Török ile, Türkçede yayımlanan ilk kitabı Haremden Berlin’e Cavidan üzerine konuştuk.,
-Türkçedeki ilk kitabınız Cavidan, Almanca orjinalinden önce yayımlandı. Bize kısaca çevirinin hikâyesini anlatır mısınız?
Evet, ben Macar olarak doğdum, ama Almanca yazıyorum ve Almanca dilinde yayımlar yapıyorum. Ayrıca Macaristanlı roman kahramanım Cavidan gerçekte Gräfin May Török von Szendrö ismini taşıyan tarihsel bir karakterdir. Farklı dünyalarda ve dillerde yaşamak ailemizden geliyor.
Sorunuza dönecek olursak, romanı bitirdiğimde Türkiye’deydim ve yayımcı Yalçın Bürkev ile buluştum. Ona yeni romanımı, romanın kahramanı Cavidan’ı ve onun evlenerek o zamanki Türk ve oryantalist kültürle kurduğu bağı anlattım. Yalçın‘ın o kadar çok ilgisini çekti ki, ilk bölümünü Türkçeye çevirtti. Çeviriden sonra, Almancada yayımlanmadan, Türkçe yayım haklarını alıp alamayacağını sordu. Ben de kabul ettim. Ondan sonra herşey çok hızlı oldu. Çevirmen Mustafa Tüzel çok iyi bir çeviri yaptı. Yazar Arzu Demir düzeltmeleri yaptı. İlk sohbetimizden yaklaşık altı ay sonra Türkçe kitabım raflardaydı.
Almanya’da yirminin üzerinde kitap yayımlamış olmama rağmen, yayımlama süresi iki yıl veya daha uzun sürebiliyor. Bir de Cavidan romanı ile her yayınevi ile çalışmama konusunda kararlıyım.
Kitabım ilk önce Türkiye’de yayımlandığı için gurur duyuyorum. Böylece kendimi rahatlıkla “ulus ötesi bir yazar” olarak görebilirim.
-Romanın ana karakteri Cavidan çok güçlü, kendi kendine yeten, romandaki diğer karakterlerin hayatını doğrudan etkileyen dönüştüren bir kadın. Böyle güçlü bir kadın üzerine yazmak nereden aklınıza geldi?
Cavidan’ın gerçek hayatını aile içindeki sohbetlerden, anlatılardan biliyordum. Yaşamı üzerine daha çok bilgiye ulaşmak için araştırma da yaptım. Sonrasında tarihsel bir hayat hikayesi yazmak yerine, yarı kurgu yarı gerçek hikaye anlatmaya karar verdim. Cesur, kararlı kadınlar eskiden beri beni büyüler. Cavidan kendi zamanında kendi olanaklarıyla kadınların eşit haklar mücadelesinin erken bir temsilcisiydi. Romanın kurgusal kısımları, yardım severlik, empati, cesaret ve sıcaklık gibi karakter özelliklerini maceralarla karşılaşmalarla gösterme olanağı sundu. Daha iyi bir dünyanın hayalini, gerçek hayatın yol göstereni yapma becerisini Cavidan ile paylaşıyorum.
Devami: >>>