Macarlar ve Bulgarlar Türk müdür?
Bahsettiğimiz Türklük benzerlikleri, Avrupa Hunlarından yadigar dil malzemeleridir. Türk tarihinde uzun süredir tartışma konusu olan Avrupa Hunlarının dilinin bugünkü Bulgaristan ve Macaristan sınırlarında yaşadığı eldeki dil malzemelerinden ve tarihi belgelerden bilinmektedir. Bu bakımdan da Bulgar ırkının kökenini, onların bize bıraktıkları dil yadigarlarını ve Macarlar içindeki Türk dili ve kültür öğelerinin nereden geldiğini araştıracağız bu iki yazımızda. Önce Bulgarlardan başlayalım ama bu konuya girmeden önce dil ile akrabalık arasındaki ilişkiyi bilmemiz gerekir.
Ortak diller, o dili kullanan milletlerin akraba olduklarını ya da o dili kullanan milletlerin etkileşim içinde bulunduklarını bize gösterir. Dil akrabalıklarının varlığı Türkologlar tarafından bazı kurallara dayandırılmıştır, bu derin bir konu olduğu için bu yazıda buna çok fazla değinilmeyecektir.
Bulgar – Macar – Türk üçgeninde baktığımız durum, bu üç dilin, tarihten kalan dil malzemeleridir. Bu dil malzemeleri eğer ses, anlam ve biçim birim olarak birbirine benzerse, demektir ki o diller akraba ya da yakın temasta bulunmuş. İşte buna ithafen biz, Bulgar Türklerinden kalma dil malzemelerin, Macarcadaki Türkçe unsurları inceleyeceğiz.
Ogur ve Bulgar Türkleri
Ogur sözcüğü Çin kaynaklarında geçen “Wu-kie” boy adı ile birleştirilir. ( Ahmet Bican Ercilsun ). Hirt’e göre de Çince bu sözcüğün kaynağı “Ugır”’dan gelmektedir. Yani burada varılmak istenen sonuç, kelimenin kökeni ile Ugor’ların nereden geldiğini ve böylece onların ırklarını keşfetmektir.
Türk dil tarihçileri, M.Ö 3.yy’da Ogur boylarının en önemlileri olarak Ting-lingleri sayarlar. Ayrıca Ting-lingler’in Kazakistan bozkırlarıyla Batı Sibirya bölgesinde bulunan Onogur, Ogur ve Şaragur boylarından geldiği düşünülür. En önemlisi de adı geçen tüm bu boyların kökeni de Sakalar’a dayandırılır.
Ogur’ların, Kafkaslar üzerinden bugünkü Bulgaristan’a yerleştikleri bilinir. Bu durumu M.S 3.yy’da yaşayan Arap tarihçi Mar- Abas- Katinu yazmaktadır. Ayrıca Ogur boyunun bir kısmının Azerbaycan üzerinden bugünkü Kars ve Pasinler Ovası’na geldikleri bilinmektedir.
Bulgar Türklerinin ataları, M.S 2.yy’da Ural ırmağının döküldüğü Hazar Denizi kuzeyinde bozkırlarda yaşadıklarını bilmekteyiz. Bu bilgiye az sonra anlatacağımız dil malzemelerinden ulaşabilmekteyiz.
Eldeki kanıtları – ki bu ayrıntıları merak edenler bahsedilen kanıtları daha ayrıntılı ve derli toplu olarak Ahmet Bican Ercilasun’un Türk Dili Tarihi adlı kitabında bulabilirler – göz önüne aldığımızda Türklerin Ogur – Bulgar kolu, milattan önceki zamanlardan beri Altay dağlarının güneyinden Karadeniz’e kadar uzanan bozkırlara yayılmışlardır. Yalnız bu bölgede Bulgar Türklerinden önce Saka Türklerinin var olduğunu unutmamak gerek. Kimi araştırmacılar Sakalar ile Bulgarlar arasında bağlantı kurmaktadır. Bu sonuca ulaşan tarihçiler şu mantığı gütmektedirler: Sakalar Azak denizine “Temerinda” adını vermişlerdir. “Temer” Bulgar Türkçesinde “deniz” anlamına gelen “teňiz” sözcüğünün bir biçimidir. Eski Türkçede söz sonu –z sesi, Bulgar Türkçesinde –r olmuştur; ayrıca dilom ~ yılan örneğinde olduğu gibi n yerine m kullanımı da Bulgar Türkçesinde yaygındır.
Devami: >>>
Foto: tortenelemcikkek.hu