Ayakkabının serüveni: Çarık, Çizme ve Sandalet

Budapeşte’de 5 Mart günü “Etnografya Müzesi Günü” olarak kutlanmaktadır. Bu yıl yağmurlu bir Pazar gününe denk gelen kutlama etkinlikleri arasında “ Çarık-Çizme-Sandalet” isimli geçici serginin açılışı vardı.

Macaristan Kültür Bakanı Müsteşarı Péter Hoppál, Dr. Ágnes Fülemile ve müze müdürü Lajos Kemecsi’nin yaptığı konuşmalar ile başlayan Etnografya Müzesi Günü, halk oyunu gösterileri ve ardından da serginin gezilmesiyle sürdü. Etkinlik, yüzlerce ziyaretçinin ücretsiz gezebildiği sergiden sonra,  Rackajam grubunun konseri ile son buldu.

 

300 pabuçluk sergi

“Khanty” adı verilen Hintli kadınların giydiği tahta sandaletlerden, Japon kadınların boncuklu “Geta”larına  ve “Kapkap” adlı Türk yemenilerine kadar altı kıtadan gelen tam üç yüz pabuç…

Ayakkabıların kimi bir mağarada  kimi mezarlıkta korunarak günümüze kadar gelebilmiş kimi de bir bataklıkta bulunmuş. Sergi için seçilen ayakkabılar Etnografya Müzesi’nin 260 bin parçalık zengin koleksiyonlarından hazırlanmış.

Bir diğer ilginç olan husus da şu ki; Koleksiyondaki Macar ayakkabılarında, Rönesans döneminin asilzadelerinin ayakkabılarında ve  hatta köylülerin ayakkabılarında  Osmanlı etkisini görmek mümkün.

Osmanlının izini sürmek isteyenler öncelikle serginin ismine bakabilirler. Zira; sergiye ismini veren sözcülerden biri;  “Csizma”, Macarca okunuşu ile ” Çizma“ yani“Çizme”!  150 yıllık ortak tarihimizin Macar diline kattığı bir sözcük.

Fresk süslemeli müze binası

Bu dahi sergiyi gezmek için yeterli ilgiyi uyandıramadıysa, son olarak şunu söyleyelim ki “ çarık-çizme-sandalet” sergisi Lajos Kossuth meydanında parlamentonun karşısında yer alan görkemli etnografya müzesindeki son dönemsel sergi.  Budapeşte’de Kossuth Lajos meydanında parlamentonun karşısındaki sarayda yer alan Etnografya Müzesi’nin  yakın bir tarihte taşınması planlanmakta.

Mimar Alajos Hauszman tarafından  1896 yılında inşa edilen  Etnografya Müzesinin yer aldığı bina uzun yıllar Yüksek Mahkeme,  Adalet Sarayı  olarak Budapeştelilere hizmet vermiştir. Neo-Rönesans üslubundaki sarayda büyük bir iç avlu ve uzun koridorlar mevcuttur. İç freskleri opera binasının tavan süslemelerini de yapmış olan Károly Lotz’a aittir.

Görkemli bina 1973 senesinden itibaren Budapeşte Etnografya Müzesi olarak kullanılmaya başlanmış. Saray  uzun koridorlarından ötürü uzmanlarca müze olmaya ve sergilere elverişli değil, bu nedenle de müzenin şehir parkı içinde inşa edilecek olan yeni binasına taşınması planlanmaktadır.

Kültür tarihini anlatan “ÇARIK-ÇİZME-SANDALET”  sergisi 30 Kasım tarihine kadar görülebilir.

 

Sunahan Develioğlu – Türkinfo

 

 

 

 

 

 

.