Macaristan Başbakanı Viktor Orban, her yıl yaptığı ve geride kalan yılı ele aldığı geleneksel konuşmasında İsveç’in NATO üyeliğinin Macar parlamentosunda 26 Şubat’ta başlayacak olan ilkbahar oturumunda onaylanacağını söyledi.
İki İskandinav ülkesi İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik başvurusu Türkiye ve Macaristan’ın tereddütleriyle ve engelleriyle karşılaşmıştı.
Söz konusu iki ülke, farklı nedenlerden yola çıkarak da olsa, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini onaylamak için bazı koşullar öne sürmüşlerdi.
Daha sonra bir dizi görüşmeler ve verilen taahhütler sonucunda Finlandiya’nın NATO üyeliği Türkiye ve Macaristan tarafından onaylanmıştı.
İsveç’in üyeliği konusunda ise daha zor mesafe alınmıştı. Türkiye, NATO ittifakı üyesi olmak isteyen bir ülkenin Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) tarafından terör örgütü statüsünde değerlendirilen PKK’ya açık ya da kapalı destek vermemesi gerektiği koşulunu dayatmış ve bunun güvencelerini talep etmişti.
Macaristan’ın İsveç’in üyeliğine hayır deme gerekçeleri daha az ikna ediciydi. Macar yetkililer, İsveç’in Macaristan’a yönelik olarak ülkede demokrasi ve hukuk devleti eleştirilerini Macaristan’ın içişlerine karışmak olarak algılıyorlar ve üyeliğin bu nedenle onaylanmadığını öne sürüyorlardı.
Ancak başbakan Vikor Orban’ın da söylediği gibi, asıl neden İsveç’in Türkiye’nin taleplerini yerine getirmekten kaçınmasıydı, çünkü Türkiye Macaristan’ın stratejik işbirliği yaptığı en önemli ülkelerin başında geliyordu.
Viktor Orban, İsveç önce Türkiye’yi ikna etsin diyor, Macaristan’ın İsveç’in NATO üyeliğini onaylamada son ülke olmayacağını söylüyordu.
Olayların hızlı gelişmesiyle Macaristan onay veren son ülke oldu
Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini kabul etmesi için geri planda pazarlık masasına yatırılan, F-16 savaş uçaklarının Türkiye’ye satılması üzerindeki engellerin Washington tarafından kaldırılmasıyla birlikte, Ankara’nın onay süreci ansızın gelişti.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı karşısında bir türlü yerine oturmayan uluslararası dengelerin de etkisiyle Washington F-16’ların Türkiye’ye satılmasına onay verince, Ankara ‘da hızla İsveç’in NATO üyeliğini Meclis’ten geçirdi ve böylece, bu onay sürecinde son başkent olmak istemeyen Budapeşte zor durumda kaldı.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, ülkesinin İsveç’in üyeliğinin önünde engel olmayacağını, ancak bazı konuların görüşülmesi için İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’un Budapeşte’ye davet edildiğini söylemişti. Ancak İsveç hükümeti yetkilileri bu konuda görüşülebilecek yeni bir detay olmadığı gerekçesiyle bu daveti nazik bir şekilde reddetmişti.
Aradan geçen süre içinde Budapeşte üzerindeki baskılar arttı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Viktor Orban’la telefonla görüştü. Ardından Amerikan senatosundan üç kişilik bir delegasyon İsveç’in NATO üyeliğini hızlandırmak için Budapeşte’ye gitti. Ancak olumlu bir sonuç alınamadı.
Bir savaş uçağı pazarlığı da Budapeşte’de mi başlıyor?
Viktor Orban’ın yıllık değerlendirme konuşmasında İsveç’in NATO üyeliği konusuna bağlı olarak gündeme getirdiği önemli bir detay, Macaristan başbakanı tarafından duyurulan “Macaristan ve İsveç arasında dev savunma sözleşmesi” hazırlıkları.
Macaristan Başbakanı Orban, bu konuşmasında iki ülke arasında çok büyük ölçekli bir savunma sanayi ve işbirliği sözleşmesi hazırlıklarının son aşamaya geldiğini vurguluyordu.
Bu sözleşme bağlamında haber merkezlerine giden ayrıntılar, resmi olmamakla birlikte bu sözleşmenin Macaristan’ın İsveç’ten 3 Grippen savaşı uçağı satın almayı kapsadığını da gösteriyor.
Macaristan’ın hava kuvvetlerinde 90’lı yıllarda İsveç’ten satın alınan 18 Grippen savaş uçağı bulunuyor. Bu filonun yeni Grippen’lerle genişletilmesinin gerekli olduğu daha önce de basında yer almıştı.
Şimdi İsveç tarafından imal edilen bu savaş uçaklarından bir miktarının Macaristan tarafından satın alınması talebinin hangi gerekçe ile İsveç’in NATO üyeliği ile birlikte gündeme geldiği henüz bilinmiyor.
Yorumcular iki ihtimal üzerinde duruyorlar: bunlardan ilki, Macaristan’ın üyelik karşılığında savunma sanayinin güçlü olduğu İsveç ile yeni uçaklar da içeren avantajlı bir askeri sözleşme imzalamak istediği.
İkinci ihtimal ise daha çok prestij nitelikli: geri planda böyle bir savunma sözleşmesi imzalanması projesi geliştirerek, Budapeşte’ye gelmek istemeyen İsveç başbakanına resmi bir ziyaret için gerekçe yaratılması.