Laszlo Polgar isimli Macar bir psikolog okul sisteminin ortalama bireyler yetiştirdiğine ve herhangi bir çocuğun dahi olarak yetiştirilebileceğine inanıyor. Bu fikrini ispat etmek için de Klara isimli bir kadını ikna ediyor. Evlenip çocuk sahibi oluyorlar.
Satrancın, dehayı ölçümlemek için iyi bir araç olduğuna karar veriyorlar ve ilk çocukları Susan 1973 yılında, 4 yaşındayken satranç öğrenmeye başlıyorlar. Susan, 6 ay sonra turnuvalara girmeye başlıyor ve kısa sürede 11 yaş altında en iyi skoru olan oyuncu oluyor.
1974’te ikinci çocukları Sophia, 21 ay sonra da Judit doğuyor. Ablalarını babalarıyla satranç oynarken izleyen küçük kız kardeşler, babalarıyla vakit geçirmek için satranç öğrenmeye başlıyorlar.
Sadece Susan değil, tüm kardeşler satrançta çok büyük başarı gösteriyor. En küçük kardeş Judit, gelmiş geçmiş en iyi kadın satranç oyuncusu olarak anılıyor. Ref: Google
Babam doğuştan gelen yetenek diye bir şeyin olmadığına, başarının yüzde 99 çok çalışmakla geldiğine inanıyor. Ona katılıyorum. – Susan Polgar
Kaynak: farketing.com