Avupa’da çok sevilen presso kahve, yüksek basınçlı makinelerle hazırlanma usulüyle diğer kahvelerden farklıdır. İşte presso, ya da espresso adıyla bilinen bu kahve türünü dünya Ferenc İlly adındaki bir Macara borçludur. Ama onun kahveyle ilgili keşifleri sadece bununla sınırlı değil. Kahvenin kokusunu ve tazeliğini bozulmadan tutan vakumlu kahve ambalajını da o geliştirmiştir.
Ferenc İlly, bugün Romanya sınırları içinde bulunan Macar Temesvar şehrinde, 1892 yılında doğdu. Marangoz babası ailenin geçimini zar zor karşılayabiliyordu. Yoksul bir hayatları vardı. Küçük Ferenc buna rağmen iyi bir öğrenci olarak eğitimini başarıyla tamamladı ve muhasebeci olarak çalışmaya başladı.
Birinci Dünya savaşında değişik cephelerde savaşan Ferenc İlly, savaşın sona ermesinin ardından İtalya sınırları içinde olan Triest’e yerleşti. Kısa sürede bir İtalyan kıza aşık olan Ferenc 1920’de evlendi, iki çocuk sahibi oldu. Aile tarihini yazan torunu Andrea İlly’nin satırlarından aktaracak olursak: “dedemin büyük üç aşkı vardı: Triest şehri, kahve ve eşi güzel Doris”.
Ferenc İlly, ya da orada kullandığı adıyla Francesco Triest’de kahve kavuran bir şirkette çalışmaya başlamıştı. Hausbrandt adındaki bu şirket kahve ticareti ve kahveyi kavurup pazarlama işiyle uğraşıyordu. Bir süre sonra Ferenc İlly’nin yeniliklerinden de yararlanmak amacıyla şirket “İlly ve Hausbrandt” adıyla ortak bir şirkete dönüştü.
Bir süre birlikte çalışmalarına rağmen işler Ferenc İlly’nn istediği gibi gitmiyordu. Bunun üzerine 1933 yılında Ferenc İlly şirketten ayrıldı ve “İllycafe” adıyla kendi şirketini kurdu. Bu riskli bir adımdı. Kahve konusunda Triest Avrupa’nın bir tür kapısı olduğundan şehirde kahve üzerine çalışan en az altmış şirket vardı. Yani rekabet çok büyüktü.
Ama yeni şirket bir dizi yenilikle diğer şirketlerin önüne geçmeyi başardı. Bunlar arasında belki de en önemlisi buharlı ve basınçlı kahve makineleriyle kahve pişirme yöntemiydi. 1935 yılından itibaren İlleta adıyla piyasaya sürülen bu makineler bugünkü modern espresso makinelerinin öncüsüydü. O zamana kadar kahve sıcak suyla pişirilirdi. Kahve pişirmede yüksek basınç kullanmak Ferenc İlly’nin keşfiydi.
Ferenc İlly’nin en büyük keşfi olan vakumlu kahve paketleme yöntemi ise aslında bir zorunluluk olarak gündeme gelmişti. Eski ortağı olan Hausbrandt’la ilişkilerini koparmak isteyen Ferenc İlly zor durumda kalmıştı. Ortağı ile olan pazarlığı nedeniyle Hausbarndt şehirde kahve satarken, taşra ise Ferenc İlly’ye kalacaktı. Ancak taze kavrulan kahve kısa süre içinde havanın etkisiyle kokusunu ve tadını yitiriyordu. Taze kahveyi bozulmadan uzak mesafelere götürebilmek için yeni bir yöntem gerekiyordu. İşte Ferenc İlly “pressurization” adı verilen paketleme yöntemini böyle geliştirdi. Bu yönteme göre kahvenin içinde olan oksijen yüksek basınç altında yerini nitrojene bırakıyordu. Ve bu durumda da kahve uzun süre bozulmuyordu.
Bu yöntem o kadar iyi bir çözüm oldu ki, hazırlamış kahveyi tadı ve kokusu bozulmadan dünyanın çok uzak bir köşesine göndermek bile artık mümkündü. Bu Ferenc İlly’nin şirketi için diğer şirketler karşısında inanılmaz bir avantaj sağlıyordu. Bu nedenle de İlly şirketi o günlerden bugünlere büyüyerek geldi ve bugün dünyanın 40 ülkesinde faaliyet gösteriyor.
Ferenc İlly hayatını kahveye ve işe adamıştı. Yenilikleriyle bu sektöre yön verdi, adını tarihe yazdı. 1956’da hayatını kaybedince şirketin idaresini oğlu Ernesto devraldı. Bugün ise torunu Andrea İlly aile şirketini yönetiyor.
“İllycafe” ise dünyanın dört bir yanında tanınıyor. Geleneklere bağlı olarak en baştan beri logosunu ve kahve fincanlarını bile değiştirmeden, kahve severlere en kaliteli kahve tadını sunuyor.
Türkinfo
Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.