Ünlü Macarlar: Attila József – Macar şiirinin büyük ustası

 

Attila József 11 Nisan 1905 yılında Budapeşte’de doğdu. Şairin Macar edebiyatında ne kadar büyük bir yer tuttuğunun en iyi göstergesi, onun doğum günü olan 11 Nisan’ın Macaristan’da 1964 yılından beri “Macar Şiir Günü” olarak resmen kutlanmasıdır. 

Babası Áron József bir işçiydi. Anne Borbála Pőcze ise çamaşırcılık yapardı. Ailenin altı çocuğundan sadece üçü hayatta kalmıştı: Jolán, Etus ve Attila. Ülkede işsizlik vardı ve ekonomik durumları o kadar kötüydü ki, baba o yıllarda moda olan Amerika’ya göç edip sonra da aileyi yanına almaya karar verdi ve yola çıktı. Ancak bir süre sonra anlaşıldı ki, babaları Amerika’ya gitmemiş, onları terk etmiş ve Romanya’da kendine yeni bir aile kurmuştu.

Bu olayın ardından anneleri çocuklarına bakabilmek için evlere temizliğe gitmeye başladı. Ancak ülkenin ekonomik durumu bir kadının temizliğe giderek üç çocuğuna bakabilmesine uygun değildi. Annenin bu işle kazandığı para aileyi geçindirmeye yetmiyordu. 1910 yılında iki küçük çocuğu, yani Etus’la Attila’yı evlatlık verdiler.

Bu olay şairin hayatında bir daha iyileşmeyecek derin bir yara olarak kaldı. Çocukları artık çalışma ve işle dolu çok zor bir hayat bekliyordu. Öte yandan evlatlık verildiği aile Attila diye bir ad duymamıştı. Ona başka bir isim takmışlardı.

İki yıl sonra anneleri çocuklarını tekrar yanına aldı. Bu kez de Budapeşte’nin dış mahallelerinde işçi semtlerinde yıkık dökük bir evde yaşamaya başladılar. Attila önceleri okulu çok sevmiyordu. Ancak tarih dersinde Attila diye bir Hun kralı olduğunu duyunca birden okumaya ilgi göstermeye başlamıştı.

1914 yılında annesine kanser teşhisi kondu. O tarihten itibaren de çocuklar da çalışmaya ve para kazanmaya başladılar. Attila fırıldaklar yapıp satıyor ve yazın da su satıyordu. Kışın soğukta donmamak için kömür çaldığı bile olmuştu.  1919’da anneleri ölünce büyük abla Jolán’ın kocası Josef onları yanına aldı. Attila 1920 yılında liseye gitmeye başladı, ama bu tarihten itibaren şiire olan ilgisi de olağanüstü artmıştı.

1922’de ilk şiir kitabı yayınlandı. “Güzellik dilencisi” adlı kitap o dönemin ünlü şairi Gyula Juhász’ın tanıtımıyla çıkmıştı. 1923’de okulu bırakıp kendini tamamen şiire verdi. Liseyi daha sonra dışarıdan bitirecekti. Bu dönem şiir hayatının en zengin dönemiydi. Tüm şiirlerinin yarısını 1922 ve 1925 yılları arasında yazdı.

Bu tarihlerden itibaren şiirleri Macaristan’ın en tanınmış edebiyat dergileri da dahil olmak üzere her dergide yayınlanmaya başladı. Macar edebiyatseverler arasında adı kısa süre içinde tanındı. 1924’de “İsyan eden İsa” adlı şiiri nedeniyle hakkında dava açıldı. Ancak beraat etti. Aynı yıl Szeged Üniversitesi Fransız Filolojisi ve Felsefe bölümüne kaydoldu.

1925’de yazdığı “Temiz Yürek” şiiri nedeniyle sağcıların protestoları sonucunda okulla ilişkisi kesildi.  Bunun ardından Viyana üniversitesine kaydoldu. Daha sonra ise Sorbonne Üniversitesinde ders aldı. 1927’de Budapeşte’ye geri döndü ve bir yıl da burada üniversite eğitimi gördü.  Daha sonra çok iyi arkadaş olacağı şair Gyula Illyés ile dostluğu bu dönemde başladı.

TEMİZ YÜREKLE

Ne anam var ne babam,
ne tanrım ne memleketim,
ne beşiğim ne kefenim,
ne aşkım ve ne de sevgilim.

Üç gündür bir şey yemedim,
ne az ne de çok dedim,
yirmi yaşım her şeyim,
yirmi yaşımı, veririm!

Kimse almazsa eğer
şeytanın olsun bu değer!
Temiz vicdanla çalarım!
Gerekirse cana kıyarım!

Yakalar ve asarlar.
Kutsal toprağa koyarlar.
Ölüm getiren ot biter,
bu tertemiz yüreğimde!

Çeviri: Tarık Demirkan

Attila József hem arkadaşlık ilişkilerinde ve hem de sosyal ve toplumsal ilişkilerde bunalımlar yaşıyordu. Bu ayrılık sonrası politik arayışlar içine girdi. 1930’da illegal komünist partisine üye oldu. Parti içinde tanıştığı Judit Szántó ile birlikte yaşamaya başladı. Komünist parti ile olan ilişkisi değişkendi. Parti çalışmalarında severek yer alsa da parti yöneticilerini ve bürokratlarını anlamakta zorluk çekiyordu. Bu konuda şiirler yazıyor, eleştirel tavrını dile getiriyordu. Sonunda 1934 yılında partiden çıkarıldı.1928’de Márta Vágó ile tanıştı. Kız arkadaşının ekonomist babasının girişimleriyle Macaristan Dış Ticaret Enstitüsünde Fransa Dairesinde çalışmaya başladı. Evlilik planları da yapmaya başlamışlarken ilişkileri sona erdi.

Bu yıllarda Attila József artık ciddi psikolojik sıkıntılar yaşıyordu. Tedavi altındaydı. Yalnızlık duygusu ve kendini çevreleyen boşluğun ağırlığı ve baskısı altındaydı.

1933’de Balaton gölü civarında Lilafüred’de bir yazarlar toplantısına katıldı. Sanat tarihçisi Márta Marton ile burada tanıştı. Dünya şiir tarihinin en büyük aşk şiirlerinden olan “Oda” (Kaside) bu ilişki sonrası yazıldı. 1935’de psikanaliz tedavisi için gittiği doktor Edit Gyömrői’ye aşık oldu. Aşkı tek taraflıydı. Kara sevda  Attila József’in psikolojik çöküşünü hızlandırdı.

1936 yılı Attila József için bir ümit yılı oldu. O yıl “Szép Szó” (Güzel Söz) adlı sol eğilimli bir edebiyat dergisinde yayın kurulu üyesi olarak çalışmaya başladı. Bu onun çok sevdiği bir iş olmuştu. Dahası hayatının en büyük aşklarından biri olan psikolog Flóra Kozmutza ile olan ilişkisi de bu dönemde başladı. Flora için yazdığı şiirler de Attila József’in en önemli şiirleri arasında yer alacaktı.

Flóra Kozmutza ve Attila József

1937 yılının temmuz ayında Attila József’in durumu ağırlaştı. Psikolojik tedavi için bir sanatoryuma yatırıldı. Üç buçuk ayılık bir tedavinin ardından da ablaları tarafından Balatonszárszó’da bir pansiyona çıkarıldı.

1937 yılının 3 Aralık günü dolaşmak için pansiyondan ayrıldı. Bir daha da dönmedi. Tren istasyonunda bir yük treninin önünde raylarda can verdi. Ölüm koşulları hala tartışmalı bir konudur. Bazıları şairin ölümünün bir kaza nedeniyle olduğunu söylerlerken bazıları ise intihar ettiğini savunurlar.

Macar şiirinin dahisi olan Attila József’in bize bıraktıkları, çok genç yaşta hayatını kaybeden ve kısacık ömrünü de fiziksel ve ruhsal acılar içinde geçiren şairin ne kadar paha biçilmez bir eser yarattığının da kanıtıdır.

YORGUN İNSAN

Tarlalarda birkaç ağırbaşlı köylü
yollanıyor evine doğru suskunca.
Uzanmışız yan yana: Irmakla ben,
uyuyor incecik otlar yüreğimin altında.

Sessiz büyük bir dinginliği yuvarlıyor ırmak,
çiy kesiliyor dertlerle yükler, içimdeki;
ne erkek, ne çocuk, ne Macar, ne kardeş,
burda uzanmış yatan yalnızca yorgun biri.

Bir iç rahatlığı dağıtıyor akşam,
ben bir dilimim bu sıcacık ekmekten,
gök de dinleniyor şimdi, durgun Maroş ırmağına
ve alnıma yıldızlar konarken.

Çeviri: Kemal Özer – Edit Tasnádi

Türkinfo

 Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.