23 Nisan Çocuk Bayramı`nı Türkiye Şenliği’nde neşeli bir şekilde kutladık. Bu ayki şöyleşimizin konukları da Budapeşte`de uzun yıllar yaşayan Ela Eszter Demirkan, Fatoş Neşet ve Alp Keskin. Eszter, Fatoş ve Alp Türkiye Şenliği’ nde biraraya geldiler ve beraber seramik ve Türk desenleri boyayarak ve ebru yaparak hoşça vakit geçirdiler.
23 Nisan Çocuk Bayramı hakkında neler biliyorsun? 23 Nisan Çocuk Bayramını Türkiye`de hiç kutladın mı?
Eszter : Türkiye’de Meclis kurulmuş ve o gün çocuk bayramı ilan edilmiş. Bu kadar bilgim var. Bu sene ilk kez kutladım. Çünkü okulumuzdan 10 çocuk ve iki öğretmen İstanbul’a gittik. Bir okul bizi davet etti. Burada bir dans öğrenmiştik. Ve “Üsküdar’a gider iken” şarkısını Türkiye’deki okulda Türkçe söyledik. Ayrıca bir Macar şarkısı da söyledik. Herkesin çok hoşuna gitti.
Fatoş: Var olduğunu biliyorum, Atatürk’ten çocuklara verdiği gün olarak tanıyorum. Türkiye`de maalesef hiç kutlamadım.
Alp: Atatürk 23 Nisan`ı çocuklara hediye etmis, çocuklar da bu günde Türkiye`de kutlamalar yapıyorlar. Bir keresinde 23 Nisan`da İstanbul’daydık, kuzenlerimle kutlamalara gitmek istedik ama yağmurlu bir gündü, gösteriye gidemedik. Televizyonda dünya çocuklarının dans gösterilerini seyrettim. Her yerde Türk bayrakları vardı.
Bildiğim kadarıyla Macaristan`da da çocuk bayramı var, okulunuzda çocuk bayramında neler yapıyorsunuz?
Eszter: Burada çocuk gününde okullarda program yapılmıyor. Ama büyük parklarda panayır yerleri kuruluyor. Oralara gidiyoruz.
Fatoş: Macaristanda çocuklar günü Mayıs’ın son pazar günü. Pazar olduğu için okulumda kutlama yok, ailece geçiriyoruz.
Alp: Okulumda kutlamadık.
Türkiye Şenliği 2010 etkinliklerinde en çok hangi bölüm hoşuna gitti ?
Eszter: Özellikle yemekler çok iyiydi. Ama elbette çocuklar için etkinlikler de çok hoşuma gitti. Müzik ve dans da iyiydi.
Fatoş: Ebru yapmak ve Bea Palya konseri.
Alp: Türk motiflerini boyamayı ve folklor dansını sevdim. Türklerin bu kadar dansı sevdiğini bilmezdim.
Budapeşte`de çocuklar icin ceşitli programlar yer alıyor, bunlara katılıyor musun ? En çok hangisi hoşuna gitti?
Eszter: Küçükken sık sık gittiğimiz bir konser vardı: “ Kakao Konseri”ydi adı. Çocuklara klasik müzik dinletisi. Artık yaz kamplarına gidiyorum. Hayvanat bahçesini de seviyorum.
Fatoş: MÜPA da klasik müzik konserler, hayvanat bahçesi, Veresegyháza’da Ayı Evi, Tropicárium. En sevdiği ise hayvanat bahçesi.
Alp: Müpa ve Millenaris`deki programlara çok gittim. Bir keresinde müzik aletleri yapmıştık çok sevmiştim.
Macaristan Çocuk Kukla tiyatroları konusunda zengin bir yer, en çok beğendiğin oyun hangisi? Biraz oyundan bahsedebilir misin?
Eszter: Kukla tiyatrosuna çok küçükken gitmiştim, annemle babamla, ama artık hiç bir oyunu hatırlamıyorum. Şimdi tiyatrolara da gidiyorum. Geçenlerde “Orman Kitabı” diye bir oyun seyrettim. Çok güzeldi.
Fatoş: Ben Kukla tiyatrosunu o kadar sevmem, ben gerçek tiyatroyu severim. Operaház’da Fındıkkıran balesi ve Operettház’da “The Beauty and the Beast” (Güzel ve Çirkin) müzikalini çok beğendim.
Alp: Kukla tiyatrosuna çok kez gittim. En sevdiklerim Gulliver ve Mazsola. Dans tiyatrosundan “Orman Kitabı”nı ben de seyrettim ve çok beğendim.
Macarca çocuk şarkılarını bildiğine eminim, en sevdiğin şarkı hangisi?
Eszter: Şöyle bir halk şarkısı var: “Megyen már a hajnalcsillág lefele”. Bu şarkıyı seviyorum. Sabahyıldızını anlatıyor.
Fatoş : Ben Macar halk şarkılarını çok severim, çok da biliyorum. En sevdiğim yok ama çabuk, ritmik parçaları çok seviyorum.
Alp : (Gryllus Vilmos`un) Maszkabal şarkılarını severdim yuvadayken. En sevdiğim “Fekete Sarga…” şarkısı. Yuvada çok Macarca şarkısı öğrendim ama çoğunu hatırlamıyorum.
En çok sevdiğin Macarca ve Türkçe çocuk kitabı nedir ?
Eszter: En çok sevdiğim Macar kitabı “Pal Sokağı çocukları”. Bunun Türkçesi de var, onu da çok seviyorum.
Fatoş : Macarca Benedek Elek’in masalları, Türkçe maalesef okumuyorum, ama annem bazen aksam Türkçe masalları okur bana.
Elif Zerenman